Ana içeriğe atla

DOĞANIN GÜZELLİKLERİNE KARŞI DUYARLI OLUN..

ALTERNATİF TURİZMİN ADRESİ: SAPADERE KÖYÜ VE KANYONU
Deniz, kum ve güneşin yanı sıra Alanya sahip olduğu doğal, tarihi ve kültürel güzellikleriyle dünyanın en güzel yerlerinden biridir. Turizm sadece deniz, kum ve güneşten ibaret de değildir.Alanya’yı ziyarete gelen yerli ve yabancı turistlere alternatif turizm mekanları oluşturup köy turizmini geliştirmek amacıyla Alanya Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından Sapadere Köyü ve Kanyonunu 60 günde tamamlanarak15/04/2008 tarihinde turizme açılmıştı.
Yapılan çalışmalar neticesinde Sapadere Köyü doğal güzelliğinin yanı sıra yapılan çevre düzenlemesi, yürüyüş yolları, çocuk parkı, piknik alanı, suyla çalışan 200 yıllık tarihi değirmeni, ipek atölyesi, köylülerin ürün ve el işi göz nuru ekmeklerini satabilecekleri alışveriş stantları ile küçük bir turizm beldesi görüntüsüne kavuşturulmuş.
Akdeniz’e paralel uzanmış Toros dağlarının heybetli duruşuna inat, dağın eteklerine kurulmuş Sapadere köyünün Osmanlı mimarisi ağırlıklı evleri ve kanyonuyla adeta bir “Saklı Cennet”. Kanyon içerisine yapılan 500 mt. çelik kontriksiyon yürüyüş yolu ile ziyarete gelen misafirler tarihin gizemi ve Torosların heybeti ile manevi bir yolculuğa çıkıyorlar. Yürürken dağ sanki üzerinize devrilecekmiş gibi oluyor. Birkaç on metrede bir ortaya çıkan şelaleler de insanı adeta büyülüyor. Kanyon girişine yapılan kır gazinosu ve mesire alanları ile de Akdeniz ikliminin bütün cömertliğini sunduğu Sapadere köyünde gelen misafirlerin hoşça vakit geçirmesi planlanmış.
Yörük çadırından tarihi değirmene, köylü kadınların hazırladığı el emeği göz nuru eserlerin sergilendiği stantlara kadar ilgi uyandıran pek çok ayrıntının bulunduğu köyde, ziyaretçiler unutulmaz anlar ve anılarla köyden ayrılıyor. Köy yaşantısı ve günlük hayatından kesitlerin canlandırıldığı, hatta isteyen ziyaretçilerin bire bir içinde yer alabildiği etkinlikler köyün cazibesini daha da artıracağa benziyor. Vatandaşların beğeni ve ilgisini uyandıran köy yapılan kültürel çalışmalar, otantik ortamı ve doğasıyla ziyarete gelenleri adeta büyülüyor.
( YILMAZ KISA'nın HABERİ)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ALLAH(CC) BİRŞEY VERMEK İSTEMESEYDİ İSTEMEYİ VERMEZDİ..

DUA EDELİM ARKADAŞLAR...AMA ADABINA UYGUN OLARAK.. Allâh'ım, Sana sonsuz hamd ü senâlar; Habîbin Efendimiz Muhammed Mustafa -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e O'nun âl ve ashâbına gönülden salât ve selâmlar... Allâh'ım, benim Rabbim Sensin, Senden başka ilah yoktur. Beni Sen yarattın, ben Sen'in kulunum. Elimden geldiğince Sana verdiğim kulluk sözü üzerindeyim; işlediğim hata, günah ve kötülüklerden Sana sığınırım. Bana olan nimetlerini ve bu nimetlere karşı benim günah ve kusurlarımı itiraf ediyor, beni bağışlamanı diliyorum. Sen'den başka günahları bağışlayacak yoktur. Allâh'ım, dînim, dünyam, çoluk çocuğum ve malım içinde sağlık ve âfiyetle yaşamamı nasib eyle. Allâh'ım, vücuduma sağlık ver, Sen'in yolunda hizmet edeyim, kulağıma sağlık ver, hakikati işit...

ASLAN İLE TİLKİNİN HİKAYESİ......

TİLKİYİ AKILLI YAPAN, ASLANIN APTALLIĞI OLMASIN.. Ormanlar Kralı Aslan ve Kurnaz Tilkinin ibretli hikayesini tüyleriniz ürpererek okuyacaksınız..Ama ders çıkarırmısınız , orasını bilemem..İşte Hikayemizin başlangıç noktası.... Günlerden birgün, vahşi ormanların birinde, havanın puslu ve bir o kadar da ihtişamlı görüntüsü altında gezintiye çıkan bay TİLKİ, aç mı aç,susuz mu susuz, halsiz mi halsiz, bitkin mi bitkin bir şekilde şöyle düşünmüş.... --- Acaba karnımı doyuracak bir yemek bulabilir miyim? demiş..ve 50 mt.ileride yerde büyük bir et parçası görmüş.. Birden çok sevinmiş ve koşarak etin başına varmış.. Ama TİLKİ bu ya..hemen atlamamış etin üzerine...Ön ce bir kolaçan etmiş etin etrafını...Bakmış ki etin altında bir tuzak kurulu....Eti kaldırdığı an alttaki bomba patlayacak ve TİLKİ hayata gözlerini yumacak..TİLKİ uyanık ve zeki..ama diğer yanda aç ve sersefil vaziyette...Gözü hem gelende gidende hem de ette... Çekilmiş kenara ve beklemeye başlamış... Tam o sırada oradan ASLAN geç...
İDARECİ NASIL OLMALI??? Hz. Peygamber (s.a.v.) iki kişi bile olsak, birimizin yönetme sorumluluğunu üstlenmesini tavsiye etmiştir. Küçük büyük bütün toplumlar, bir yönetilen-yöneten, ast-üst hiyerarşisine dayanmak durumundadır. Toplumsal yapılanmada görev, yetki ve sorumlulukların zorunlu kıldığı farklı mevkiler vardır. Kaçınılmaz olarak birileri bu mevki ve makamlarda görev yapacaktır. "Bu birileri niçin ben olmayayım" diye düşünebilir insan. Kendini bir makama daha layık görebilir, diğer insanlardan daha iyi hizmet vereceğini zannedebilir. Fakat , makam taleplerinin arkasında kendini başkalarından üstün görme, bencillik, takdir edilme duygularının, yahut çıkar sağlama, şöhret ve daha rahat yaşama niyetinin olması da mümkündür. Hatta kişi bu süflî duygu ve hesapların farkında bile değildir çoğu zaman. İşte bu yüzdendir ki, MAKAM SEVGİSİ denilen kalp illeti ince bir meseledir. Fıtrî bir duyguyu, mükemmelleşme arzusunu istismar eder. Masum görünür ama çok t...