Ana içeriğe atla

MÜSLÜMANLIK TESTİNE SİZ DE KATILIN..

Müslüman kime denir, nasıl bir insandır?
En kısa ve öz tanımı ile bir müslüman, Allah'dan başka ilah olmadığına, Muhammed'in de onun kulu ve elçisi olduğuna iman ve şehadet eden kişidir. Bu cihetle müslüman, sadece Allah'ın kelamı olan Kur'an-ı Kerim ile elçisinin sözleri ve amelleri doğrultusunda iman ve ibadet eder.
Dinini iyi öğrenmiş ve anlamış bir müslüman aşağıdaki gibidir:

1-Tokgözlü ve dürüsttür. Kimsenin ne parasında, ne malında gözü vardır.
2-Çalışkandır. Elinin, zihninin emeğinden gelenden başka kazanç bilmez.
3-Açıksözlü ve yüreklidir. Allah'tan başka hiçbir şey onu korkutamaz.
4-Yaşadığı ülkenin kanunlarına saygılıdır. Suç işlemez. İyi bir vatandaştır.
5-Alçakgönüllü ve güleryüzlüdür. Kibir nedir bilmez. Karşısındakine milliyeti, ırkı, dini, dili, rengi, inancı, kültürü, öğrenimi nedir diye düşünmeksizin, evvela bir insan olarak yaklaşır. Yardıma muhtaç birisi ile karşılaştığında, bu kişi bir dinsiz, bir kafir bile olsa, hiçbir şart ve karşılık aramaksızın kudreti dahilinde ona elini uzatır.
6-Müslüman olmayan insanları, dilinin döndüğü kadar imana davet eder. Onlara Allah'ın dininin güzelliklerini ve faziletini anlatmaya çalışır. Kimseye zorla birşey kabul ettirmeye kalkışmaz. Çünkü bunun mümkün olmadığını bilir. Güzellikle ve güleryüzle konuşur, haddini aşmadan nashihat ve tenbihde bulunur. Münakaşaya girmez.
7-Doğayı ve tüm canlıları sever, korur, onlarla barışık yaşar. Her canlının, tıpkı kendisi gibi, Allah'ın bir kulu olduğunun bilincindedir. Temizliğe çok önem verir, kendisini ve çevresini tertemiz tutar.
8-Uyanık ve araştırmacıdır. Mesela fen bilimlerine büyük bir merak ve saygı duyar. Allah'ın emirlerinin kainatta nasıl tecelli ettiğini anlamanın tek yolunun, müsbet fen bilimlerinin deney ve gözlemlerinden geçtiğini bilir. Günlük yaşantısında ve mesleğinde, tüm teknolojik yeniliklere açıktır.
9-İnsanlık ve düşünce tarihini öğrenmeye çalışır. Çeşitli medeniyetlerin, düşünce sistemlerinin, doğuş, yükseliş ve batışlarından ibret alır.
10-Dini bilgisini sürekli geliştirmeye çalışır. Bu amaçla sadece ehl-i sünnet gerçek ilim adamlarının eserlerine ve fikirlerine başvurur, ibadetin ayrıntılarını onların ictihatlarından derlenmiş ilmihallerden öğrenir. Her konuşulana, her ilim adamı diye ortalığa çıkana aldanmaz. Bu konuda son derece dikkatli ve titizdir.
11-Asla sebepsiz yere cana kıymaz. Hele bir insanın canına kastetmeyi aklından bile geçirmez. Tek bir cana kastetmenin dahi, kainattaki tüm canlara kastetmekle aynı derecede büyük bir günah olduğunu bilir.
12-Barışsever ve uzlaşmacıdır. İnsanların, aralarındaki tüm sorunları barışçı görüşmeler ve anlaşmalar çerçevesinde çözebileceklerine inanır.
13-Bununla beraber müslüman, elbette eline vurulup ekmeği alınabilen, zalimden bir tokat yediğinde diğer yanağını dönen, aciz, çekingen, pasif ya da umursamaz bir insan değildir.
---- İmanına ve ibadetine engel konulmaya kalkıldığında yahut yurdundan sürülmek ya da kendi yurdunda esir gibi yaşamak tercihi ile karşı karşıya bırakıldığında, zorba tehditlere karşı kendini, gerekli gördüğü tüm yöntemlerle ve hayatı pahasına hiç tereddüt etmeden savunur! Allah, tüm müslümanları böyle bir mecburiyette kalmaktan muhafaza eylesin. Amin!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ALLAH(CC) BİRŞEY VERMEK İSTEMESEYDİ İSTEMEYİ VERMEZDİ..

DUA EDELİM ARKADAŞLAR...AMA ADABINA UYGUN OLARAK.. Allâh'ım, Sana sonsuz hamd ü senâlar; Habîbin Efendimiz Muhammed Mustafa -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e O'nun âl ve ashâbına gönülden salât ve selâmlar... Allâh'ım, benim Rabbim Sensin, Senden başka ilah yoktur. Beni Sen yarattın, ben Sen'in kulunum. Elimden geldiğince Sana verdiğim kulluk sözü üzerindeyim; işlediğim hata, günah ve kötülüklerden Sana sığınırım. Bana olan nimetlerini ve bu nimetlere karşı benim günah ve kusurlarımı itiraf ediyor, beni bağışlamanı diliyorum. Sen'den başka günahları bağışlayacak yoktur. Allâh'ım, dînim, dünyam, çoluk çocuğum ve malım içinde sağlık ve âfiyetle yaşamamı nasib eyle. Allâh'ım, vücuduma sağlık ver, Sen'in yolunda hizmet edeyim, kulağıma sağlık ver, hakikati işit...

ASLAN İLE TİLKİNİN HİKAYESİ......

TİLKİYİ AKILLI YAPAN, ASLANIN APTALLIĞI OLMASIN.. Ormanlar Kralı Aslan ve Kurnaz Tilkinin ibretli hikayesini tüyleriniz ürpererek okuyacaksınız..Ama ders çıkarırmısınız , orasını bilemem..İşte Hikayemizin başlangıç noktası.... Günlerden birgün, vahşi ormanların birinde, havanın puslu ve bir o kadar da ihtişamlı görüntüsü altında gezintiye çıkan bay TİLKİ, aç mı aç,susuz mu susuz, halsiz mi halsiz, bitkin mi bitkin bir şekilde şöyle düşünmüş.... --- Acaba karnımı doyuracak bir yemek bulabilir miyim? demiş..ve 50 mt.ileride yerde büyük bir et parçası görmüş.. Birden çok sevinmiş ve koşarak etin başına varmış.. Ama TİLKİ bu ya..hemen atlamamış etin üzerine...Ön ce bir kolaçan etmiş etin etrafını...Bakmış ki etin altında bir tuzak kurulu....Eti kaldırdığı an alttaki bomba patlayacak ve TİLKİ hayata gözlerini yumacak..TİLKİ uyanık ve zeki..ama diğer yanda aç ve sersefil vaziyette...Gözü hem gelende gidende hem de ette... Çekilmiş kenara ve beklemeye başlamış... Tam o sırada oradan ASLAN geç...
İDARECİ NASIL OLMALI??? Hz. Peygamber (s.a.v.) iki kişi bile olsak, birimizin yönetme sorumluluğunu üstlenmesini tavsiye etmiştir. Küçük büyük bütün toplumlar, bir yönetilen-yöneten, ast-üst hiyerarşisine dayanmak durumundadır. Toplumsal yapılanmada görev, yetki ve sorumlulukların zorunlu kıldığı farklı mevkiler vardır. Kaçınılmaz olarak birileri bu mevki ve makamlarda görev yapacaktır. "Bu birileri niçin ben olmayayım" diye düşünebilir insan. Kendini bir makama daha layık görebilir, diğer insanlardan daha iyi hizmet vereceğini zannedebilir. Fakat , makam taleplerinin arkasında kendini başkalarından üstün görme, bencillik, takdir edilme duygularının, yahut çıkar sağlama, şöhret ve daha rahat yaşama niyetinin olması da mümkündür. Hatta kişi bu süflî duygu ve hesapların farkında bile değildir çoğu zaman. İşte bu yüzdendir ki, MAKAM SEVGİSİ denilen kalp illeti ince bir meseledir. Fıtrî bir duyguyu, mükemmelleşme arzusunu istismar eder. Masum görünür ama çok t...