Ana içeriğe atla

16 EKİM DÜNYA GIDA GÜNÜ HATIRLANDI..

Her yıl 16 ekimde hatırlanan Dünya Gıda Günü Mahmutlarda da hatırlandı. Mahmutlarda öğrenim gören öğrencilerin katıldığı günde bir çok firma ikramlarıyla göz doldurdu. Özellikle Gold City Otel'in standı görülmeye değerdi. Birbirinden güzel yiyecek ve içecekleri gören öğrencilerin mutluluğu yüzlerinden okunuyordu. Mahmutlar Belediye Başkanı , Alanya Ziraat Odası Başkanı, İlçe Tarım Müdürlüğünden Gıda Mühendisleri, Konuşmacı olarak Gıda Mühendisi Ahmet Sarı, Mahmutlar Şükrü Kaptanoğlu Lisesi Müdürü ve Müdür Yardımcısı ile İlköğretim okullarının Müdürleri ve Öğretmenleri Dünya Gıda Günü Konferansında yer aldılar. Konferansın sunuculuğunu ise Belediye Başkanlık Danışmanı ve AR-GE Çalışma Birimi Başkanı Aziz Sarıkan yaptı. İlköğretim 1 ve 2. sınıfların katılımıyla gerçekleşen konferansta Dünyadan insan manzaraları gösterildi. Açlık ve sefalet içersinde yaşayan insanlardan bahsedildi.İsraf etmenin ne kadar büyük günah olduğundan bahsedildi.Mahmutlar Vaizi Nazif Fethi Yalçınkaya , Gıdanın dini boyutu üzerinde durarak öğrencileri bilgilendirdi. Konferans içersinde öğrencilere kuruyemiş, yaş pasta,meyve ve profiterol pasta ikramları oldu. Konferans çıkışında ise ekmek arası köfte ve puding ikramları oldu.Zengin fakir ayırımı yapılmadan herkesin eşit şekilde faydalanabildiği ikramların yapıldığı bu günde insanların durumlarını hatırlamak çok önemliydi. Mahmutlar Belediyesi tarafından yapılan organize her yönüyle diğer kurumlara örnek oluyordu. Bu yıl ikincisi yapılan bu etkinlik her yıl yapılarak rutin hale getirilmek isteniyor. Dünya Gıda Günü organizasyonumuzda bizlere verdikleri desteklerden dolayı Mahmutlar Şükrü Kaptanoğlu Lisesi okul idaresine ve öğrencilerine teşekkür ediyoruz.Özellikle gönüllü olarak Belediyemizin her organizasyonunda görev alan Liseli kızlara çok teşekkür ediyoruz.. Mahmutlar Belediyesi AR-GE Ç.B. Başkanı















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ALLAH(CC) BİRŞEY VERMEK İSTEMESEYDİ İSTEMEYİ VERMEZDİ..

DUA EDELİM ARKADAŞLAR...AMA ADABINA UYGUN OLARAK.. Allâh'ım, Sana sonsuz hamd ü senâlar; Habîbin Efendimiz Muhammed Mustafa -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e O'nun âl ve ashâbına gönülden salât ve selâmlar... Allâh'ım, benim Rabbim Sensin, Senden başka ilah yoktur. Beni Sen yarattın, ben Sen'in kulunum. Elimden geldiğince Sana verdiğim kulluk sözü üzerindeyim; işlediğim hata, günah ve kötülüklerden Sana sığınırım. Bana olan nimetlerini ve bu nimetlere karşı benim günah ve kusurlarımı itiraf ediyor, beni bağışlamanı diliyorum. Sen'den başka günahları bağışlayacak yoktur. Allâh'ım, dînim, dünyam, çoluk çocuğum ve malım içinde sağlık ve âfiyetle yaşamamı nasib eyle. Allâh'ım, vücuduma sağlık ver, Sen'in yolunda hizmet edeyim, kulağıma sağlık ver, hakikati işit...

ASLAN İLE TİLKİNİN HİKAYESİ......

TİLKİYİ AKILLI YAPAN, ASLANIN APTALLIĞI OLMASIN.. Ormanlar Kralı Aslan ve Kurnaz Tilkinin ibretli hikayesini tüyleriniz ürpererek okuyacaksınız..Ama ders çıkarırmısınız , orasını bilemem..İşte Hikayemizin başlangıç noktası.... Günlerden birgün, vahşi ormanların birinde, havanın puslu ve bir o kadar da ihtişamlı görüntüsü altında gezintiye çıkan bay TİLKİ, aç mı aç,susuz mu susuz, halsiz mi halsiz, bitkin mi bitkin bir şekilde şöyle düşünmüş.... --- Acaba karnımı doyuracak bir yemek bulabilir miyim? demiş..ve 50 mt.ileride yerde büyük bir et parçası görmüş.. Birden çok sevinmiş ve koşarak etin başına varmış.. Ama TİLKİ bu ya..hemen atlamamış etin üzerine...Ön ce bir kolaçan etmiş etin etrafını...Bakmış ki etin altında bir tuzak kurulu....Eti kaldırdığı an alttaki bomba patlayacak ve TİLKİ hayata gözlerini yumacak..TİLKİ uyanık ve zeki..ama diğer yanda aç ve sersefil vaziyette...Gözü hem gelende gidende hem de ette... Çekilmiş kenara ve beklemeye başlamış... Tam o sırada oradan ASLAN geç...
İDARECİ NASIL OLMALI??? Hz. Peygamber (s.a.v.) iki kişi bile olsak, birimizin yönetme sorumluluğunu üstlenmesini tavsiye etmiştir. Küçük büyük bütün toplumlar, bir yönetilen-yöneten, ast-üst hiyerarşisine dayanmak durumundadır. Toplumsal yapılanmada görev, yetki ve sorumlulukların zorunlu kıldığı farklı mevkiler vardır. Kaçınılmaz olarak birileri bu mevki ve makamlarda görev yapacaktır. "Bu birileri niçin ben olmayayım" diye düşünebilir insan. Kendini bir makama daha layık görebilir, diğer insanlardan daha iyi hizmet vereceğini zannedebilir. Fakat , makam taleplerinin arkasında kendini başkalarından üstün görme, bencillik, takdir edilme duygularının, yahut çıkar sağlama, şöhret ve daha rahat yaşama niyetinin olması da mümkündür. Hatta kişi bu süflî duygu ve hesapların farkında bile değildir çoğu zaman. İşte bu yüzdendir ki, MAKAM SEVGİSİ denilen kalp illeti ince bir meseledir. Fıtrî bir duyguyu, mükemmelleşme arzusunu istismar eder. Masum görünür ama çok t...