Ana içeriğe atla

KİŞİSEL GELİŞİM UZMANI SAADET ŞEN ALANYA'DAYDI..

Kişisel Gelişim Uzmanı Saadet Şen Kimdir?
Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarında eğitimler veren iş ve siyaset çevresinde bireysel ve kurumsal koçluk yapan Saadet Şen, DB Dergi Grubu'ndan “Seninle” dergisinde yazılar yazmaktadır. Olay Tv’de “Yeni Hayat ” Programında izleyicileri ile her hafta buluşmaktadır
NLP Trainer olan Saadet Şen, Deulcom Internatıonal [Uluslararası Eğitim Programları Geliştirme] sonrası sosyal psikolog ve pedegoglar ile birlikte çalışmıştır. Eğitim aldığı Avustralyalı yazar ve Master Trainer Debra Wylde ve Ralph Watson’dan, Amerikan Yerlilerinden Master Trainer Dharma Z. Gaynes ve INLPTA'nın kurucusu ve başkanı yazar Dr. Wyatt Woodsmall'ın NLP Trainer ve Master Trainer eğitimlerinde eğitim ve lojistik asistanlıklarını yapmış, Master Trainer Dharma Z. Gaynes ile Master Practıtıoner eğitimleri vermiştir.
Davranış Değişim Teknolojisi olan “Advanced Behavioral Modeling” ve “Time Line” (Zaman Çizgisi ) eğitimlerini yaratıcılarından biri olan Dr. Wyatt Woodsmall’dan alımış ve Milli Takımlar için kullanmıştır. Davranış Kalıpları, Ennegram, Myers - Brigs, Claer Graves Modeli gibi psikolojik ve eğitimsel tipolojileri ile ilgili eğitimleri tamamlamıştır.
Dünyanın en ünlü koçlarından Teri Levine'nin kurucusu olduğu The Coachng İnstitute'den Comprehensive Coach, Life Coach eğitimlerini almıştır.
Şen, Uzakdoğu sporlarında ilk defa, Muay-Thai ve Karate Milli Takımlarında NLP uzmanı olarak görev yapmıştır. TRT ve özel kanallarda prodüktörlük, editörlük, sunuculuk ve spikerlik yapmış olan Saadet Şen New NLP ve [INLPTA] İnternational NLP Trainers Association'nın sertifikalı eğitmeni, uygulayıcısı ve danışmanıdır.
Ege Kişisel Gelişim Merkezi Eğitim ve Danışmanlık’ın kurucusu Şen, 15 yıldır aktif olarak eğitim sektöründe hizmet vermektedir. Verdiği eğitimlerin yanında birey, aile ve kurumsal koçluklarına, [yönetici, iş, yaşam, kariyer, para, ebeveyn, sağlık, eğitim, ilişkiler dallarında] hayır kuruluşları, yerel yönetimler, spor birimleri gibi hayatın her alanındaki danışanları ile devam etmektedir.
18 ekim 2008 tarihinde Alanya Kültür Merkezinde dinleyenleriyle buluşan Saadet Şen, tam 2,5 saat boyunca ayakta konferans verdi. Performansı çok yüksek birisi olarak dikkat çeken Şen, dinleyenlerin dikkatini bir an olsun dağıtmadı. Toplumsal yaralara parmak basan Saadet Şen, toplum olarak birbirimizden iyice koptuğumuzu ve stresle yaşamak zorunda olduğumuzu anlattı. Stresle başetme yollarından bahseden Şen, iletişimin öneminden de fazlaca bahsetti.Önce iyi bir dinleyici olmak gerektiğini sonra aynı konu üzerinde iletişim kurulduğunun anlaşılması ve yapılan işlerde geri bildirimin çok önemli olduğunu söyledi.
Ayrıca günümüz toplumunun televizyona çok bağımlı olduğunu ve bunun ileriye dönük olarak toplumsal bir kaosa dönüşebileceğini anlattı. Son olarak öz türkçemize sahip çıkmamız gerektiğini ve kültürümüzde yaratılmak istenen yabancılaştırma hareketine karşı duyarlı olmamız gerektiğini ve gerekirse tepkilerimizi ortaya koymamız gerektiğinden bahsetti.
Seminere kimler katıldı?
Alanya Kaymakamı Hulusi Doğan, İlçe Müftüsü A.Hamdi Başpınar, İlçe emniyet Müdürü Turgay Çalışkan, Devlet Hastanesi Başhekimi İsmail Başaran, İlçe sivil savunma müdürü, İlçe imamları,kız kuran kursu öğretmen ve öğrencileri,sivil toplum temsilcileri, sosyal hizmetler müdürü , ilçedeki okul müdürleri ve öğretmenler,doktorlar ve diş hekimleri, bahçeşehir koleji sahibi cihan baba ve çok sayıda davetli katıldı. Mahmutlar Belediyesini temsilen katılan Başkanlık özel Danışmanı Aziz Sarıkan, böyle programların daha sık yapılması gerektiğini ve sıcaklığını sürekli olarak koruması gerektiğini söyledi.Ayrıca bu programın yapılmasında emeği geçen herkese teşekkür etti. Mahmutlar Şükrü Kaptanoğlu Lisesi Müdürü ve Müdür Yardımcısı da programın çok verimli geçtiğini söylediler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ALLAH(CC) BİRŞEY VERMEK İSTEMESEYDİ İSTEMEYİ VERMEZDİ..

DUA EDELİM ARKADAŞLAR...AMA ADABINA UYGUN OLARAK.. Allâh'ım, Sana sonsuz hamd ü senâlar; Habîbin Efendimiz Muhammed Mustafa -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e O'nun âl ve ashâbına gönülden salât ve selâmlar... Allâh'ım, benim Rabbim Sensin, Senden başka ilah yoktur. Beni Sen yarattın, ben Sen'in kulunum. Elimden geldiğince Sana verdiğim kulluk sözü üzerindeyim; işlediğim hata, günah ve kötülüklerden Sana sığınırım. Bana olan nimetlerini ve bu nimetlere karşı benim günah ve kusurlarımı itiraf ediyor, beni bağışlamanı diliyorum. Sen'den başka günahları bağışlayacak yoktur. Allâh'ım, dînim, dünyam, çoluk çocuğum ve malım içinde sağlık ve âfiyetle yaşamamı nasib eyle. Allâh'ım, vücuduma sağlık ver, Sen'in yolunda hizmet edeyim, kulağıma sağlık ver, hakikati işit...

ASLAN İLE TİLKİNİN HİKAYESİ......

TİLKİYİ AKILLI YAPAN, ASLANIN APTALLIĞI OLMASIN.. Ormanlar Kralı Aslan ve Kurnaz Tilkinin ibretli hikayesini tüyleriniz ürpererek okuyacaksınız..Ama ders çıkarırmısınız , orasını bilemem..İşte Hikayemizin başlangıç noktası.... Günlerden birgün, vahşi ormanların birinde, havanın puslu ve bir o kadar da ihtişamlı görüntüsü altında gezintiye çıkan bay TİLKİ, aç mı aç,susuz mu susuz, halsiz mi halsiz, bitkin mi bitkin bir şekilde şöyle düşünmüş.... --- Acaba karnımı doyuracak bir yemek bulabilir miyim? demiş..ve 50 mt.ileride yerde büyük bir et parçası görmüş.. Birden çok sevinmiş ve koşarak etin başına varmış.. Ama TİLKİ bu ya..hemen atlamamış etin üzerine...Ön ce bir kolaçan etmiş etin etrafını...Bakmış ki etin altında bir tuzak kurulu....Eti kaldırdığı an alttaki bomba patlayacak ve TİLKİ hayata gözlerini yumacak..TİLKİ uyanık ve zeki..ama diğer yanda aç ve sersefil vaziyette...Gözü hem gelende gidende hem de ette... Çekilmiş kenara ve beklemeye başlamış... Tam o sırada oradan ASLAN geç...
İDARECİ NASIL OLMALI??? Hz. Peygamber (s.a.v.) iki kişi bile olsak, birimizin yönetme sorumluluğunu üstlenmesini tavsiye etmiştir. Küçük büyük bütün toplumlar, bir yönetilen-yöneten, ast-üst hiyerarşisine dayanmak durumundadır. Toplumsal yapılanmada görev, yetki ve sorumlulukların zorunlu kıldığı farklı mevkiler vardır. Kaçınılmaz olarak birileri bu mevki ve makamlarda görev yapacaktır. "Bu birileri niçin ben olmayayım" diye düşünebilir insan. Kendini bir makama daha layık görebilir, diğer insanlardan daha iyi hizmet vereceğini zannedebilir. Fakat , makam taleplerinin arkasında kendini başkalarından üstün görme, bencillik, takdir edilme duygularının, yahut çıkar sağlama, şöhret ve daha rahat yaşama niyetinin olması da mümkündür. Hatta kişi bu süflî duygu ve hesapların farkında bile değildir çoğu zaman. İşte bu yüzdendir ki, MAKAM SEVGİSİ denilen kalp illeti ince bir meseledir. Fıtrî bir duyguyu, mükemmelleşme arzusunu istismar eder. Masum görünür ama çok t...