Ana içeriğe atla

OKULUMUZUN DAYANIŞMASI GÖRÜLMEYE DEĞERDİ.

Mahmutlar 50.Yıl A.Keşoğlu İlköğretim okulu öğrenci velileri ,öğrencileri ve öğretmenleri kaynaşma ve dayanışma gününde biraraya geldi.Böyle bir günün yapılmasında emeği geçen herkese teşekkür eden Okul Aile Birliği Başkanı Aziz Sarıkan," Okulumuzun böyle bir kaynaşma ve dayanışma yemeğine çok ihtiyacı vardı.Bütün veliler kendi aleminde ve her sınıf kendi derdindeydi. Sadece kendi çocuklarını düşünen bir veli kitlesinden okula hayır gelmez diye düşündük.Hatta ve hatta bu okuldaki tüm velileri biraraya getirme çabası içersindeyiz. Birlikte hareket edilirse bizi kimse yıkamaz .Öncelikle okulumuzun acil ihtiyaçlarına çözüm bulacağız. Sonrasında sınıf bazında önemli sorunları olanları tespit edip onlara el atacağız. Elbette gönül isterdi ki bütün sınıflarımız ve okulumuz sorunsuz olsun. Ama bu mümkün değil.Çünkü bugün eğitim veren özel okulların bile bir sürü sorunu var..Şu anda okulumuzun en acil sorunu sınıfların kalabalık olması ve tuvaletler..Bu sorunlara en kısa zamanda çözüm bulacağız inşaallah..Belediye Başkanımızın girişimleri sonucunda Cumhuriyet Mahallesine yeni bir okul sözü alındı ve en kısa zamanda okulun inşaatına başlanacağı bildirildi.. Tuvalet sorununu da inşaallah önümüzdeki kurban bayramı tatilinde çözmeye çalışacağız..Okulumuzun bir yıllık temizlik malzemesi ihtiyacını karşılayan BİM Markete çok teşekkür ediyorum. Yardımlarından dolayı Mahmutlar Belediyesi'ne ve Kız Kur'an Kursuna da çok teşekkür ediyorum.Kaynaşma ve dayanışma günümüzde bizlerden desteklerini esirgemeyen bütün hayırseverlere ve hediyeleriyle çekilişimize hava katan tüm kişi ve kurumlara da buradan ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Böyle günlerin daha sık yapılması konusunda Okul Aile Birliği Yönetimi olarak elimizden gelen her şeyi yapmaya gayret edeceğiz."diyerek konuşmasını bitirdi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ALLAH(CC) BİRŞEY VERMEK İSTEMESEYDİ İSTEMEYİ VERMEZDİ..

DUA EDELİM ARKADAŞLAR...AMA ADABINA UYGUN OLARAK.. Allâh'ım, Sana sonsuz hamd ü senâlar; Habîbin Efendimiz Muhammed Mustafa -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e O'nun âl ve ashâbına gönülden salât ve selâmlar... Allâh'ım, benim Rabbim Sensin, Senden başka ilah yoktur. Beni Sen yarattın, ben Sen'in kulunum. Elimden geldiğince Sana verdiğim kulluk sözü üzerindeyim; işlediğim hata, günah ve kötülüklerden Sana sığınırım. Bana olan nimetlerini ve bu nimetlere karşı benim günah ve kusurlarımı itiraf ediyor, beni bağışlamanı diliyorum. Sen'den başka günahları bağışlayacak yoktur. Allâh'ım, dînim, dünyam, çoluk çocuğum ve malım içinde sağlık ve âfiyetle yaşamamı nasib eyle. Allâh'ım, vücuduma sağlık ver, Sen'in yolunda hizmet edeyim, kulağıma sağlık ver, hakikati işit...

ASLAN İLE TİLKİNİN HİKAYESİ......

TİLKİYİ AKILLI YAPAN, ASLANIN APTALLIĞI OLMASIN.. Ormanlar Kralı Aslan ve Kurnaz Tilkinin ibretli hikayesini tüyleriniz ürpererek okuyacaksınız..Ama ders çıkarırmısınız , orasını bilemem..İşte Hikayemizin başlangıç noktası.... Günlerden birgün, vahşi ormanların birinde, havanın puslu ve bir o kadar da ihtişamlı görüntüsü altında gezintiye çıkan bay TİLKİ, aç mı aç,susuz mu susuz, halsiz mi halsiz, bitkin mi bitkin bir şekilde şöyle düşünmüş.... --- Acaba karnımı doyuracak bir yemek bulabilir miyim? demiş..ve 50 mt.ileride yerde büyük bir et parçası görmüş.. Birden çok sevinmiş ve koşarak etin başına varmış.. Ama TİLKİ bu ya..hemen atlamamış etin üzerine...Ön ce bir kolaçan etmiş etin etrafını...Bakmış ki etin altında bir tuzak kurulu....Eti kaldırdığı an alttaki bomba patlayacak ve TİLKİ hayata gözlerini yumacak..TİLKİ uyanık ve zeki..ama diğer yanda aç ve sersefil vaziyette...Gözü hem gelende gidende hem de ette... Çekilmiş kenara ve beklemeye başlamış... Tam o sırada oradan ASLAN geç...
İDARECİ NASIL OLMALI??? Hz. Peygamber (s.a.v.) iki kişi bile olsak, birimizin yönetme sorumluluğunu üstlenmesini tavsiye etmiştir. Küçük büyük bütün toplumlar, bir yönetilen-yöneten, ast-üst hiyerarşisine dayanmak durumundadır. Toplumsal yapılanmada görev, yetki ve sorumlulukların zorunlu kıldığı farklı mevkiler vardır. Kaçınılmaz olarak birileri bu mevki ve makamlarda görev yapacaktır. "Bu birileri niçin ben olmayayım" diye düşünebilir insan. Kendini bir makama daha layık görebilir, diğer insanlardan daha iyi hizmet vereceğini zannedebilir. Fakat , makam taleplerinin arkasında kendini başkalarından üstün görme, bencillik, takdir edilme duygularının, yahut çıkar sağlama, şöhret ve daha rahat yaşama niyetinin olması da mümkündür. Hatta kişi bu süflî duygu ve hesapların farkında bile değildir çoğu zaman. İşte bu yüzdendir ki, MAKAM SEVGİSİ denilen kalp illeti ince bir meseledir. Fıtrî bir duyguyu, mükemmelleşme arzusunu istismar eder. Masum görünür ama çok t...