Ana içeriğe atla

ELMAS VE SEÇİM.....ORTAK YÖNÜ VAR MI SİZCE...

ELMAS NİÇİN DEĞERLİDİR...
SEÇİMLER NİÇİN ÖNEMLİDİR..

............ Sevgili dostlar,bir gün büyük bir fabrikanın en önemli makinesi arızalanır ve fabrikanın sahibi telaşla şehirdeki en iyi tamirci olarak bilinen genç ustayı fabrikaya getirtir. Yağlı şapkasını hafifçe yana yatıran usta makineyi sakin gözlerle süzdükten sonra alet çantasından bir çekiç çıkartarak makineye iki defa hafifçe vurur. Koca makine bir süre sonra fabrika sahibinin şaşkınlık dolu bakışları arasında sanki hiçbir şeyi yokmuş gibi çalışmaya başlar. Bunun üzerine yaptığı işin gururu gülümsemesine yansıyan usta fabrika sahibine dönerek “Beş yüz dolar vermeniz yeterli olur” der. Bu kadar ufak bir iş için istenen parayı fazla bulan fabrikatör tam olarak ne yaptığını anlatan ayrıntılı bir fatura göndermezse bu parayı vermeyeceğini söyler. Siyah uzun saçları bilge alnına düşen usta sesini çıkarmadan fabrikayı terk ederek ertesi gün tam da kendisinden istenilen faturayı fabrikatöre gönderir. Faturada şunlar yazmaktadır. “Çekiçle vurmak 1 dolar, Nereye vuracağını bilmek 499 dolar. Toplam 500 dolar.” Faturanın anlatmak istediği mesajı anladığı zaman kendinden utanan fabrikatörün ilk yaptığı iş özel bir kuryeyle parayı göndermek olur. Seçimlerde çekici vuracağı yeri bilenleri seçmeye çalışın ama bu kişilerin Amerika, Avrupa, Barzani ve Kıbrıs Rumlarının destek verdiği kişiler olmamasına dikkat edin.

.............. Patatesleri hiç düşündünüz mü ? Bugün severek yediğimiz patates 1700’lü yıllarda hiç popüler değildi. Fransızlar patatesin cüzam hastalığı ile bağlantılı olduğunu düşünür. Almanlar hayvan yemi olarak kullanır ve ağızlarına sürmezler, Rus çiftçiler ise açıkça zehirli olduğuna inanırlardı. Rus kraliçesi Katerina patatesleri altına çevirecek bir yöntem buldu. Büyük tarlalara patates ektirdi ve çevrelerini büyük çitlerle kapattırdı. Çitlerin üzerine de büyük işaretler koyarak patates çalan insanların ağır cezalara uğrayacağını yazdırdı. Bunun üzerine çevredeki insanlar dedikoduya başladılar. “Neden patates tarlalarının etrafı çevrildi?”, “Neden sadece zenginler ve asiller patates yiyor?” sonuçta zamanında patatesten nefret eden insanlar“Bizde patates isteriz, verin bize onları !” diye bağırmaya başladılar. Katerina yasaklanma psikolojisini kullanarak bir zamanlar nefret edilen patatesi en popüler ve istenen yiyecek haline getirmişti. Sizde zamanında yasaklanan ve hapislere düşen politikacıların halka sevdirilmesi için kullanılan bu tekniğe kanmayın. Patatesin yasaklanması nasıl onları popüler yaptıysa yasaklanan başörtüleri de aynı plan çevresinde popüler yapılmıştır ve yasakların kalkmasını bu işten oy kazananlar hiç istemezler.

............... Peki elmaslar neden değerlidir hiç aklınıza geldi mi ? Bir zamanlar 15 milyon karat olan elmas üretimi gelişen teknoloji sayesinde 100 milyon karat olmuştur. Peki o zaman elmas fiyatları neden düşmez. Bunun sebebi tüm dünyadaki elmaslar üzerinde tekel oluşturan De Beers şirketinin piyasaya çok az elmas sürmesidir. Her sene sadece on elmas ihalesi açılır, bu ihalelere az sayıda alıcı çağrılır ve bu alıcılar sınırlı sayıda elmas alabilirler. Bu kurallara itiraz edenler bir dahaki ihaleye çağrılmazlar. Bu şekilde aslında ucuzlaması gereken elmaslar hala en pahalı maden olarak tutulur.Yakın zamanda birileri elektriğinizi tasarruf adı altında suyunuzu da barajlarda su kalmadı diye kesmeye başlarsa elmasları hatırlayın, bir de satışları patlayacak su şirketlerini.

............... Kore savaşında Amerikalı yaralılara bakan MASH sıhhiye ekipleri ellerinde morfin kalmayınca askerlere morfin adı altında içi boş kapsüller vermeye başladılar. Kapsüllerin içi tamamen boştu ama bunları alan askerlerin yüzde kırkı acılarının geçtiğini söylemeye başladılar. Bunun sebebi beynimizin aslında çok güçlü olması ve eğer bir şeye inanırsa bunu yerine getirmesidir. İnsan beyni neye inanırsa onu uygular. Mesela 1991 Körfez savaşında Irak füzeleri İsrail’e düştüğü zaman insanlar kendilerine dağıtılan gaz maskeleri ile dolaşmaya başlamışlardı. Kimyasal silah kullanılmadığı halde İsrail hastaneleri kimyasal silah belirtileriyle panik içinde kendilerine gelen insanlarla doldu taştı. İnsanlar kimyasal silah atıldığına inanmışlar ve beyinleri de gerekeni yaparak aynı belirtileri vücutlarında oluşturmuştu. Bugün birileri de sizleri müslüman,muhafazakar,fakir dostu ve mazlum olduklarına inandırmaya çalışmaktadırlar. Beyninizi bu yalanlardan gözünüz gibi koruyun.

.............Bu yazılanları , ya da daha doğru tabirle yaşanmış bu olayları belki bir sohbet ortamında duymuş olabilirsiniz..Ama sadece duydunuz değil mi? Hiç yorum yapmadınız belki de ...Neden içinde bulunduğunuz yaşantı ile özdeşleştirmiyosunuz bu yaşananları..O olayları yaşayanlar insansa eğer, sizler de yaşayabilirsiniz demektir. Onlar farklı alanlarda yaşamış olabilirler..Ama sizin de başınızda çok önemli bir seçim süreci var.. Acaba beyinlerinizi kullanabiliyor musunuz yoksa her türlü eleştiriye kapattınız da burnunuzun dikine mi gidiyorsunuz.. Hatırlayın elmas hikayesini,hatırlayın patates hikayesini, hatırlayın morfin hikayesini ve Türkiyeden yüzlerce buna benzer hikayeleri..Geçmişte nasıl da uyuşturmuşlardı beyinlerimizi. Benden söylemesi arkadaşlar...Bir saniyelik zevk bir ömrünüzü heder etmenize sebeb olabilir.. Sağlıcakla kalın Mahmutlar Mesaj okuyucuları...





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ALLAH(CC) BİRŞEY VERMEK İSTEMESEYDİ İSTEMEYİ VERMEZDİ..

DUA EDELİM ARKADAŞLAR...AMA ADABINA UYGUN OLARAK.. Allâh'ım, Sana sonsuz hamd ü senâlar; Habîbin Efendimiz Muhammed Mustafa -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e O'nun âl ve ashâbına gönülden salât ve selâmlar... Allâh'ım, benim Rabbim Sensin, Senden başka ilah yoktur. Beni Sen yarattın, ben Sen'in kulunum. Elimden geldiğince Sana verdiğim kulluk sözü üzerindeyim; işlediğim hata, günah ve kötülüklerden Sana sığınırım. Bana olan nimetlerini ve bu nimetlere karşı benim günah ve kusurlarımı itiraf ediyor, beni bağışlamanı diliyorum. Sen'den başka günahları bağışlayacak yoktur. Allâh'ım, dînim, dünyam, çoluk çocuğum ve malım içinde sağlık ve âfiyetle yaşamamı nasib eyle. Allâh'ım, vücuduma sağlık ver, Sen'in yolunda hizmet edeyim, kulağıma sağlık ver, hakikati işit...

ASLAN İLE TİLKİNİN HİKAYESİ......

TİLKİYİ AKILLI YAPAN, ASLANIN APTALLIĞI OLMASIN.. Ormanlar Kralı Aslan ve Kurnaz Tilkinin ibretli hikayesini tüyleriniz ürpererek okuyacaksınız..Ama ders çıkarırmısınız , orasını bilemem..İşte Hikayemizin başlangıç noktası.... Günlerden birgün, vahşi ormanların birinde, havanın puslu ve bir o kadar da ihtişamlı görüntüsü altında gezintiye çıkan bay TİLKİ, aç mı aç,susuz mu susuz, halsiz mi halsiz, bitkin mi bitkin bir şekilde şöyle düşünmüş.... --- Acaba karnımı doyuracak bir yemek bulabilir miyim? demiş..ve 50 mt.ileride yerde büyük bir et parçası görmüş.. Birden çok sevinmiş ve koşarak etin başına varmış.. Ama TİLKİ bu ya..hemen atlamamış etin üzerine...Ön ce bir kolaçan etmiş etin etrafını...Bakmış ki etin altında bir tuzak kurulu....Eti kaldırdığı an alttaki bomba patlayacak ve TİLKİ hayata gözlerini yumacak..TİLKİ uyanık ve zeki..ama diğer yanda aç ve sersefil vaziyette...Gözü hem gelende gidende hem de ette... Çekilmiş kenara ve beklemeye başlamış... Tam o sırada oradan ASLAN geç...
İDARECİ NASIL OLMALI??? Hz. Peygamber (s.a.v.) iki kişi bile olsak, birimizin yönetme sorumluluğunu üstlenmesini tavsiye etmiştir. Küçük büyük bütün toplumlar, bir yönetilen-yöneten, ast-üst hiyerarşisine dayanmak durumundadır. Toplumsal yapılanmada görev, yetki ve sorumlulukların zorunlu kıldığı farklı mevkiler vardır. Kaçınılmaz olarak birileri bu mevki ve makamlarda görev yapacaktır. "Bu birileri niçin ben olmayayım" diye düşünebilir insan. Kendini bir makama daha layık görebilir, diğer insanlardan daha iyi hizmet vereceğini zannedebilir. Fakat , makam taleplerinin arkasında kendini başkalarından üstün görme, bencillik, takdir edilme duygularının, yahut çıkar sağlama, şöhret ve daha rahat yaşama niyetinin olması da mümkündür. Hatta kişi bu süflî duygu ve hesapların farkında bile değildir çoğu zaman. İşte bu yüzdendir ki, MAKAM SEVGİSİ denilen kalp illeti ince bir meseledir. Fıtrî bir duyguyu, mükemmelleşme arzusunu istismar eder. Masum görünür ama çok t...