Ana içeriğe atla

GÜZEL ÜLKEMİZİ YABANCILARA PEŞKEŞ ÇEKTİRMEYELİM..

AKP’nin Ülkeye Maliyeti

ağıda Amerika ve Avrupa Birliğine verdiğimiz haracın dökümünü bulacaksınız.

Bu haracın karşılığı iktidarını sürdüren Erdoğan-Gül ödemeyi Türk milletinin cebinden yaparken ASTEKSAN ve GEMiCiK faaliyetini sürdürmektedir.

Bir kısmi sahtekarlık sonucu olsa da seçimde verilen oyların bu soygunu onayladığını söyleyebiliriz.

Aşağıdaki hakikati saklamayı dindarlık sananlara söyleyecek bir söz sadece''Allah büyüktür''olabilir.

Bu faize dağ dayanmaz

Geçen yıl temmuzda 1000 dolar getiren, bu temmuzda 1476 doların sahibi oldu. Bu, dolara yüzde 47 faiz verdiğimizi gösteriyor. Sıcak para işte bu yüzden akıyor

Temmuz 2006'da toplam sıcak para 49.0 milyar dolar idi. 2007 temmuz ayında 99.3 milyar dolar oldu. Geçen temmuzdan bu temmuz ayına sıcak para 50.2 milyar dolar arttı. Bir yılda katlandı. Hisse senedi satın almak için, Hazine bonosu ve tahvili satın almak için, bankalardan faiz almak için gelen dövize sıcak para deniliyor. Paranın sıcağı soğuğu olmaz ama, soğuk para hareket kabiliyeti olmayan paradır. Örneğin fabrikaya, arsaya bağlanan paradır. Sıcak para ise hareket kabiliyeti bulunan, bağlandığı yerden her an çözülebilecek paradır. Sıcak parayı getiren canı istediğinde, daha önce satın aldığı hisse senedini, bonoyu, tahvili satar, bankadan mevduatını alır. YTL'den dövize döner, dövizini alır, çeker gider.

Sıcak para artıyor

Acaba son bir yılda 12 aylık dönemde Türkiye'ye neden 50.2
milyar dolar sıcak para girişi oldu? Cevap basit. Çok yüksek faiz ödedik. Sadece faiz yüksek değil. Buna ek olarak döviz fiyatı da devamlı ucuzladığı için, döviz getirerek bozduranın, parasını YTL cinsi faize yatıranın getirisi (reel faizi ) daha da artıyor. Çok çok yüksek oluyor. 2006 Temmuz ayında dolar 1.55 YTL idi, bu yılın temmuzunda 1.27 YTL oldu. Geçen temmuzda 1000 dolar getiren, dolarını bozdurarak 1.550 YTL'lik bono aldı. Yüzde 21.51 faiz ile bir yıl sonra eline 1.884 YTL geçti. 1.884 YTL'yi dolara çevirirken doları 1.27 YTL'ye gerilemişti. Eline 1.468 dolar geçti. Bir yıl önce 1.000 dolar getirmişti. 1.476 dolar götürdü. (İktisatçı Alaattin Aktaş'ın hesaplamasını, kaba çizgilerle aktardım.) Gelen sıcak para küresel döviz hareketine bakılır ise küçük ama, bize göre büyük. Hisse senetlerimizin yüzde 70'i, kamu kuruluşlarının elindeki bonolar dışındaki bonoların yüzde 24'ü sıcak para getirenlerin elinde. Toplam 100 milyar dolarlık sıcak para milli gelirimizin dörtte biri büyüklüğünde. Bu nedenle sıcak paranın girişi çıkışı bizi çok etkiliyor.

Yüzde 47 olur mu?
Herkesin gözü sıcak parada. Yabancılar 2-3 milyar dolar karşılığı hisse senedi veya tahvili satarak YTL'den dolara döndüğünde bizim piyasa altüst oluyor. İşte bu nedenle bu düzenin bozulmamasını isteyenler sıcak paranın çıkmaması için, daha çok sıcak para girmesi için yüksek faiz politikasını destekliyor. Bu nedenle bir yılda 100 getirenin 147 geri götürdüğünü görenler daha çok sıcak para getiriyor ama bu sıcak paracılara ödenen yüzde 47.68 reel faiz gökten inmiyor. Sizin cebinizden çıkıyor.

Dövize yılda yüzde 47 bedel faiz ödedik (%)


Mayıs

Haziran

Temmuz

2006 faiz

14.98

18.11

21.5

2007 enf.

9.23

8.60

6.90

2007 $ artışı

-5.81

-17.43

-17.72

Reel faiz (1)

5.26

8.76

13.67

Reel faiz (2)

22.07

43.04

47.68







(1) Enflasyona göre. (2) Kur artışına göre. Kaynak: Alaattin Aktaş'ın çalışması.

1 yılda 50 milyar dolar sıcak para girdi (Milyon Dolar)


2007

2006

Bir yılda

TOPLAM SICAK PARA

99.331

49.046

50.284

Hisse senetleri

58.282

29.409

28.873

İç borçlanma kâğıtları

34.411

15.547

19.864

- YTL DIBS

33.323

13.241

20.082

- Yab. para DIBS

2.087

2.305

-218

Mevduat toplamı

5.638

4.090

1.548

- Döviz mevduatı

3.393

2.765

628

- YTL mevduatı

2.245

1.325

920





SEN DINLERINE UYMADIKCA,NE YAHUDILER VE NE DE HRISTIYANLAR ASLA SENDEN RAZI OLMAZLAR....

EGER ONLARIN ARZU VE KEYIFLERINE UYACAK OLURSAN BILMIS OLKI ,ALLAH TAN SANA NE BIR DOST,NE BIR YARDIMCI VARDIR.

BAKARA (120)


SAYGILARIMLA..


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ALLAH(CC) BİRŞEY VERMEK İSTEMESEYDİ İSTEMEYİ VERMEZDİ..

DUA EDELİM ARKADAŞLAR...AMA ADABINA UYGUN OLARAK.. Allâh'ım, Sana sonsuz hamd ü senâlar; Habîbin Efendimiz Muhammed Mustafa -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e O'nun âl ve ashâbına gönülden salât ve selâmlar... Allâh'ım, benim Rabbim Sensin, Senden başka ilah yoktur. Beni Sen yarattın, ben Sen'in kulunum. Elimden geldiğince Sana verdiğim kulluk sözü üzerindeyim; işlediğim hata, günah ve kötülüklerden Sana sığınırım. Bana olan nimetlerini ve bu nimetlere karşı benim günah ve kusurlarımı itiraf ediyor, beni bağışlamanı diliyorum. Sen'den başka günahları bağışlayacak yoktur. Allâh'ım, dînim, dünyam, çoluk çocuğum ve malım içinde sağlık ve âfiyetle yaşamamı nasib eyle. Allâh'ım, vücuduma sağlık ver, Sen'in yolunda hizmet edeyim, kulağıma sağlık ver, hakikati işit...

ASLAN İLE TİLKİNİN HİKAYESİ......

TİLKİYİ AKILLI YAPAN, ASLANIN APTALLIĞI OLMASIN.. Ormanlar Kralı Aslan ve Kurnaz Tilkinin ibretli hikayesini tüyleriniz ürpererek okuyacaksınız..Ama ders çıkarırmısınız , orasını bilemem..İşte Hikayemizin başlangıç noktası.... Günlerden birgün, vahşi ormanların birinde, havanın puslu ve bir o kadar da ihtişamlı görüntüsü altında gezintiye çıkan bay TİLKİ, aç mı aç,susuz mu susuz, halsiz mi halsiz, bitkin mi bitkin bir şekilde şöyle düşünmüş.... --- Acaba karnımı doyuracak bir yemek bulabilir miyim? demiş..ve 50 mt.ileride yerde büyük bir et parçası görmüş.. Birden çok sevinmiş ve koşarak etin başına varmış.. Ama TİLKİ bu ya..hemen atlamamış etin üzerine...Ön ce bir kolaçan etmiş etin etrafını...Bakmış ki etin altında bir tuzak kurulu....Eti kaldırdığı an alttaki bomba patlayacak ve TİLKİ hayata gözlerini yumacak..TİLKİ uyanık ve zeki..ama diğer yanda aç ve sersefil vaziyette...Gözü hem gelende gidende hem de ette... Çekilmiş kenara ve beklemeye başlamış... Tam o sırada oradan ASLAN geç...
İDARECİ NASIL OLMALI??? Hz. Peygamber (s.a.v.) iki kişi bile olsak, birimizin yönetme sorumluluğunu üstlenmesini tavsiye etmiştir. Küçük büyük bütün toplumlar, bir yönetilen-yöneten, ast-üst hiyerarşisine dayanmak durumundadır. Toplumsal yapılanmada görev, yetki ve sorumlulukların zorunlu kıldığı farklı mevkiler vardır. Kaçınılmaz olarak birileri bu mevki ve makamlarda görev yapacaktır. "Bu birileri niçin ben olmayayım" diye düşünebilir insan. Kendini bir makama daha layık görebilir, diğer insanlardan daha iyi hizmet vereceğini zannedebilir. Fakat , makam taleplerinin arkasında kendini başkalarından üstün görme, bencillik, takdir edilme duygularının, yahut çıkar sağlama, şöhret ve daha rahat yaşama niyetinin olması da mümkündür. Hatta kişi bu süflî duygu ve hesapların farkında bile değildir çoğu zaman. İşte bu yüzdendir ki, MAKAM SEVGİSİ denilen kalp illeti ince bir meseledir. Fıtrî bir duyguyu, mükemmelleşme arzusunu istismar eder. Masum görünür ama çok t...