Ana içeriğe atla

ÖYLE BİR ORUÇ TUT Kİ, İFTARIN ÖLÜM OLSUN..


NE ZAMAN UYANACAĞIZ...MERAK EDİYORUM DOĞRUSU.. YA HOROZLARA TEMBİH EDECEĞİZ YA DA SAATİ KURACAĞIZ.. HAYIRLISI BAKALIM..

Uyan ey Ümmet-i Müslüman, sonu olmayan bu gaflet uykusundan..Bu tatlı rüyadan uyan da bak bir etrafına.. Eskilerden kim kalmış bu dünyada ve bizlere de kalmayacak ..Kalacağını zannedenlere, zenginliğiyle övünenlere, güzelliğiyle gururlananlara, açın halinden anlamayıp her gece tok yatanlara sesleniyorum.. Dünyamızda aynı havayı tenefüz ettiğimiz miiyonlarca kardeşimiz aç yatarken, gece kulüplerinde, eğlence yerlerinde eğlenenlere sesleniyorum.. Güzelliğini kaybetmemek için milyarları gözünü kırpmadan harcayanlara sesleniyorum..Hele bir emekli olayım o zaman namaza başlarım deyip de ansızın kapısını çalan AZRAİLe canını verecek olanlara sesleniyorum..,Yaşlı anasına babasına, kendisinin de yaşlanacağını düşünemeden zulüm yapanlara sesleniyorum. Üniversitelerde bacılarımızın başörtüsüyle uğraşarak gencecik kızların geleceklerine set çekenler ile TV proğramlarında reyting uğruna ahlaki ve manevi çöküntümüze sebeb olanlara sesleniyorum. Hic ölmeyecekmiş gibi sanki yaptıklarından dolayı hesabını vermeyecekmiş gibi yaşayanlara sesleniyorum. Yaşadığı gibi de bu dünyayı terk edenler hani neredeler... Bir gün gelecek ALLAH'ın dilediği günde hepimiz o ölümü tadacağız.. işte o ölüm şimdi gelecekmiş gibi daha uyanık olmalıyız, adımlarımızı daha da sağlam atmalıyız, evlatlarımızı imanlı ve itikatlı şekilde yetiştirmeliyiz.. Son olarak şunu belirtmek istiyorum .. Şöyle bir tartışma yapabiliriz; İYİ OLMAK MI KOLAY yoksa KÖTÜ OLMAK MI??? Hepinizi ALLAH' a emanet ediyorum.. SAYGILARIMLA.. Aziz SARIKAN

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Bence kötü olmak çok kolay maharet iyi olmakta...sizde Allaha emanet olun

Yazılarınızı okumak büyük bir zevk, başarılarınızın devamını dilerim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

ALLAH(CC) BİRŞEY VERMEK İSTEMESEYDİ İSTEMEYİ VERMEZDİ..

DUA EDELİM ARKADAŞLAR...AMA ADABINA UYGUN OLARAK.. Allâh'ım, Sana sonsuz hamd ü senâlar; Habîbin Efendimiz Muhammed Mustafa -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e O'nun âl ve ashâbına gönülden salât ve selâmlar... Allâh'ım, benim Rabbim Sensin, Senden başka ilah yoktur. Beni Sen yarattın, ben Sen'in kulunum. Elimden geldiğince Sana verdiğim kulluk sözü üzerindeyim; işlediğim hata, günah ve kötülüklerden Sana sığınırım. Bana olan nimetlerini ve bu nimetlere karşı benim günah ve kusurlarımı itiraf ediyor, beni bağışlamanı diliyorum. Sen'den başka günahları bağışlayacak yoktur. Allâh'ım, dînim, dünyam, çoluk çocuğum ve malım içinde sağlık ve âfiyetle yaşamamı nasib eyle. Allâh'ım, vücuduma sağlık ver, Sen'in yolunda hizmet edeyim, kulağıma sağlık ver, hakikati işit...

ASLAN İLE TİLKİNİN HİKAYESİ......

TİLKİYİ AKILLI YAPAN, ASLANIN APTALLIĞI OLMASIN.. Ormanlar Kralı Aslan ve Kurnaz Tilkinin ibretli hikayesini tüyleriniz ürpererek okuyacaksınız..Ama ders çıkarırmısınız , orasını bilemem..İşte Hikayemizin başlangıç noktası.... Günlerden birgün, vahşi ormanların birinde, havanın puslu ve bir o kadar da ihtişamlı görüntüsü altında gezintiye çıkan bay TİLKİ, aç mı aç,susuz mu susuz, halsiz mi halsiz, bitkin mi bitkin bir şekilde şöyle düşünmüş.... --- Acaba karnımı doyuracak bir yemek bulabilir miyim? demiş..ve 50 mt.ileride yerde büyük bir et parçası görmüş.. Birden çok sevinmiş ve koşarak etin başına varmış.. Ama TİLKİ bu ya..hemen atlamamış etin üzerine...Ön ce bir kolaçan etmiş etin etrafını...Bakmış ki etin altında bir tuzak kurulu....Eti kaldırdığı an alttaki bomba patlayacak ve TİLKİ hayata gözlerini yumacak..TİLKİ uyanık ve zeki..ama diğer yanda aç ve sersefil vaziyette...Gözü hem gelende gidende hem de ette... Çekilmiş kenara ve beklemeye başlamış... Tam o sırada oradan ASLAN geç...
İDARECİ NASIL OLMALI??? Hz. Peygamber (s.a.v.) iki kişi bile olsak, birimizin yönetme sorumluluğunu üstlenmesini tavsiye etmiştir. Küçük büyük bütün toplumlar, bir yönetilen-yöneten, ast-üst hiyerarşisine dayanmak durumundadır. Toplumsal yapılanmada görev, yetki ve sorumlulukların zorunlu kıldığı farklı mevkiler vardır. Kaçınılmaz olarak birileri bu mevki ve makamlarda görev yapacaktır. "Bu birileri niçin ben olmayayım" diye düşünebilir insan. Kendini bir makama daha layık görebilir, diğer insanlardan daha iyi hizmet vereceğini zannedebilir. Fakat , makam taleplerinin arkasında kendini başkalarından üstün görme, bencillik, takdir edilme duygularının, yahut çıkar sağlama, şöhret ve daha rahat yaşama niyetinin olması da mümkündür. Hatta kişi bu süflî duygu ve hesapların farkında bile değildir çoğu zaman. İşte bu yüzdendir ki, MAKAM SEVGİSİ denilen kalp illeti ince bir meseledir. Fıtrî bir duyguyu, mükemmelleşme arzusunu istismar eder. Masum görünür ama çok t...