Ana içeriğe atla

BÜLENT ESİNOĞLU'NDAN ESİNTİLER..

Halkımızı Bölünmeye Alıştırıyorlar

Bizans Medyası ve Mütareke Basınına baktığımızda Türkiye'de sanki iki devlet var. Sanki Türkiye'nin dışarıya karşı iki muhatabı var.
Sanırsınız, Diyarbakır bir başkent.
Sanırsınız, Diyarbakır başka bir devletin başkenti.
Devlet başkanları var.
Belediye binalarından oluşmuş devlet daireleri var.
Baydemir gibi devlet başkanları var.
Türkiye Büyük Millet Meçlisinde bu başkentin milletvekilleri var.
Tıpkı, Avrupa Parlamentosu'ndaki üye devletlerin milletvekilleri gibi. Sanki, başka ülkeden gelip kendi devletlerinin haklarını savunuyorlar.
Haçlı irticaının, Barzani'nin desteğinden ve ihanetten yararlanan Baydemir federasyonu oluşturmuş bile. Bir tek bu federasyonun Irak'ın kuzeyinde kurulan Kukla Barzani devleti ile bütünleşmesi kalmış.
Mavi Gazetelere ve Bizans Medyasına bakarsanız Güneydoğuda hiç olağanüstü bir durum yoktur. Nasılsa Güneydoğu halkı Barzani'nin talimatı ile AKP'ye oy verdi ya, gerisi önemli değil. Hatta günlük manşetler öyleki, Türk halkı bölünmüşlüğe alıştırılıyor. Bu pisikolojik mekanizma ile Türk halkı bezdirilecek. Sonunda "nalet olsun" verelimde kurtulalım dedirtilecek.

Bizi bölmeye çalışanlar ile bütünleşmiş siyasi irade işbaşında olduktan sonra, siz isterseniz sınıra 150 bin asker değil de 250 bin asker yerleştirin. Siyasi irade olmadan silahta bir işe yaramaz hale geliyor.

"Erdoğan sert çıktı." Diye manşetler atılıyor. Öte taraftan emperyalizmin desteğinde bölünme her geçen gün derinleşiyor.
Hep sert çıkıyor. Ama AB'nin demokrasi adına, pardon bölünme adına dayattığı bütün taleplerine evet deniliyor. Bunlara gerekçe olaraktan borçlanmalar gösteriliyor. Borçlanmayı yapan kendileri, suçlu Türk halkı. Borçlar sebebi ile Türk halkını sindiriyorlar.

22 Temmuz'da bundan yararlandılar. Aman kredi borcum var. Aman kriz olmasın.

Özetlersek, siyasi varlık, askeri varlık, belediyelerde devlet örgütlenmesi, dış ülkeler ile ittifak ve destek, bunlar bir devlet olmak için gereken unsurlar.
"Batı bölünürsen seni demokratik ülke sayarım" diyor. (Oda belli değil ya)

Seçimlerde AKP'yi destekleyen Batı bu desteğinin karşılığını almak üzere yukarıda anlatmaya çalıştığım süreci tamamlatmaya yönelik bir rapor hazırlamış. Yeni Avrupa Parlamentosu Raporunda mevcut kanunlarımızdan 200 'nün değiştirilmesini ya da bazılarının tümden kaldırılmasını istemiş.
Öte yandan İran ile enerji anlaşmasını imzalarsak bize ambargo uygulayacağını açıklayan stratejik ortağımız Amerika. ( 5.Eylül.2007 Sabah)

Emperyalizmi uluslar arası ilişki diye halkımıza yutturanlar kına yaksınlar.

Böyle giderse iki seçenek ile karşı karşıya kalacağız; ya Kemalizm dayalı bağımsız milli irade ya da iç savaş.
Önümüzde çok zor günler var. Ya emperyalizme tamamen teslim olmuş ikinci cumhuriyet, ya da ikinci kurtuluş savaşı.
Onlar değil bir başaracağız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ALLAH(CC) BİRŞEY VERMEK İSTEMESEYDİ İSTEMEYİ VERMEZDİ..

DUA EDELİM ARKADAŞLAR...AMA ADABINA UYGUN OLARAK.. Allâh'ım, Sana sonsuz hamd ü senâlar; Habîbin Efendimiz Muhammed Mustafa -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e O'nun âl ve ashâbına gönülden salât ve selâmlar... Allâh'ım, benim Rabbim Sensin, Senden başka ilah yoktur. Beni Sen yarattın, ben Sen'in kulunum. Elimden geldiğince Sana verdiğim kulluk sözü üzerindeyim; işlediğim hata, günah ve kötülüklerden Sana sığınırım. Bana olan nimetlerini ve bu nimetlere karşı benim günah ve kusurlarımı itiraf ediyor, beni bağışlamanı diliyorum. Sen'den başka günahları bağışlayacak yoktur. Allâh'ım, dînim, dünyam, çoluk çocuğum ve malım içinde sağlık ve âfiyetle yaşamamı nasib eyle. Allâh'ım, vücuduma sağlık ver, Sen'in yolunda hizmet edeyim, kulağıma sağlık ver, hakikati işit...

ASLAN İLE TİLKİNİN HİKAYESİ......

TİLKİYİ AKILLI YAPAN, ASLANIN APTALLIĞI OLMASIN.. Ormanlar Kralı Aslan ve Kurnaz Tilkinin ibretli hikayesini tüyleriniz ürpererek okuyacaksınız..Ama ders çıkarırmısınız , orasını bilemem..İşte Hikayemizin başlangıç noktası.... Günlerden birgün, vahşi ormanların birinde, havanın puslu ve bir o kadar da ihtişamlı görüntüsü altında gezintiye çıkan bay TİLKİ, aç mı aç,susuz mu susuz, halsiz mi halsiz, bitkin mi bitkin bir şekilde şöyle düşünmüş.... --- Acaba karnımı doyuracak bir yemek bulabilir miyim? demiş..ve 50 mt.ileride yerde büyük bir et parçası görmüş.. Birden çok sevinmiş ve koşarak etin başına varmış.. Ama TİLKİ bu ya..hemen atlamamış etin üzerine...Ön ce bir kolaçan etmiş etin etrafını...Bakmış ki etin altında bir tuzak kurulu....Eti kaldırdığı an alttaki bomba patlayacak ve TİLKİ hayata gözlerini yumacak..TİLKİ uyanık ve zeki..ama diğer yanda aç ve sersefil vaziyette...Gözü hem gelende gidende hem de ette... Çekilmiş kenara ve beklemeye başlamış... Tam o sırada oradan ASLAN geç...
İDARECİ NASIL OLMALI??? Hz. Peygamber (s.a.v.) iki kişi bile olsak, birimizin yönetme sorumluluğunu üstlenmesini tavsiye etmiştir. Küçük büyük bütün toplumlar, bir yönetilen-yöneten, ast-üst hiyerarşisine dayanmak durumundadır. Toplumsal yapılanmada görev, yetki ve sorumlulukların zorunlu kıldığı farklı mevkiler vardır. Kaçınılmaz olarak birileri bu mevki ve makamlarda görev yapacaktır. "Bu birileri niçin ben olmayayım" diye düşünebilir insan. Kendini bir makama daha layık görebilir, diğer insanlardan daha iyi hizmet vereceğini zannedebilir. Fakat , makam taleplerinin arkasında kendini başkalarından üstün görme, bencillik, takdir edilme duygularının, yahut çıkar sağlama, şöhret ve daha rahat yaşama niyetinin olması da mümkündür. Hatta kişi bu süflî duygu ve hesapların farkında bile değildir çoğu zaman. İşte bu yüzdendir ki, MAKAM SEVGİSİ denilen kalp illeti ince bir meseledir. Fıtrî bir duyguyu, mükemmelleşme arzusunu istismar eder. Masum görünür ama çok t...