Ana içeriğe atla

HAYATIMIZ BU KADAR UCUZ MU????


Namuslu Hekimlerden Korkunç Itiraflar !

SSK ve Devlet Hastanelerinin yükünü azaltmak ve halkin özel hastane
olanaklarindan yararlanmasini saglamak bahanesiyle yaptigi, özel
hastanelerden hizmet satin almasini saglayan düzenleme insan hayatini
tehdit eder boyutlara ulasmis durumda . Iste Tüyler Ürperten Itiraflar

SSK, Bag-Kur ve Emekli Sandigina bagli hastalar, özel hastanelerde en kalitesiz malzemelerle ameliyat ediliyor.

Özellikle kalp ameliyatlarinda kalitesiz kataterler, iplikler,
stentler, balonlar kullaniliyor. Özel hastanelerin hemen hemen hepsi
katater, idrar sondasi gibi tek kullanimlik malzemeleri, ayni kan
grubundaki birkaç hastada tekrar tekrar kullaniyor. Böylece az ve ucuz
malzemeyle çok sayida hasta ameliyat edilerek sürümden kazaniliyor.

Bir paket programindan özel hastane %10 civarinda kâr elde ediyorsa,
malzemeleri tekrar tekrar kullanarak ya da kalitesiz malzeme kullanarak
kâr oranini % 35-40lara çikarabiliyor .

Ameliyathanelerin durumu içler acisi. Istanbuldaki yaklasik 26
kalp-damar cerrahisi merkezinin en az 20sinin ruhsati uluslararasi
standartlara uymadiklari için iptal edilmeli.

Devletin sagliga ayirdigi % 5lik bütçenin % 80i ilaca gidiyor. Ancak
Türkiyede ilaçla ilgili bir tasarrufa gitmek imkânsiz. Çünkü bir anda
karsinizda ciddi devleri bulursunuz. Ayrica pek çok hekim yazdigi her
reçeteden ilaç sirketi tarafindan prim aldigi için, bu sistemi yikmak
zor.
Daha uygun fiyatli muadili olmasina ragmen ilaç sirketinden para alan
doktor pahali ilaçlari hastaya aldiriyor.

Özel hastanelerde doktorun hastayi kurtarmak için elinden geleni
yapmasi, hasta cebinden ek para ödemedigi sürece imkânsiz.

her seye göz yumuluyor. Denetim yapilmiyor; göstermelik yapilan
denetimlerde ise sadece cihazlara, odalara, tuvaletlere bakiliyor .

Insanlar Ölsün ki Daha Çok Kazanalim. Diyen Doktorlar

Artik bütün vatandaslar özel hastanelerden yararlanabiliyor! Özellikle
de yillardir SSK ve Devlet Hastanesi kuyruklarinda sürünen vatandaslar,
artik en lüks özel hastanelerde ameliyat bile olabiliyorlar! Bu olanak,
sosyal güvencesi olan vatandasi mutlu ediyor. Ama hiçbiri, hastanelerde
kendileri için en kalitesiz malzemelerin kullanildigini bilmiyor.


Bunu bilen, özel hastanelerde bu uygulamalara tanik olan ve hatta
kalitesiz malzemelerle ameliyat yapip vicdan azabi çeken bazi hekimler,
korkuyor. Hem ameliyat ettikleri hastalarin ölmesinden hem de bu
gerçegi kamuoyuyla paylasmaktan. Çünkü islerini kaybedebilirler, bir
daha asla hiçbir yerde is bulamazlar. Dahasi yargilanip mahkum
edilebilirler. Yani bir yanda Hipokrat yeminine uygun çalismak isteyen
doktorlar öte yanda daha iyi yasamak için Hastalar ölsün ki daha çok
kazanalim. diyen doktorlar. Daha çok kazanma duygusunun hekim
dünyasinda agirlik kazanmis oldugunu belirtiyor namuslu olanlari.
Durumdan çok rahatsizlar. Bu nedenle isimlerini vermeden anlatiyorlar.
Bunlarin kismen bilindigini söylüyorlar ve kamuoyunun bütün yapilanlari
bilmesini istiyorlar.

Isimlerini vermeyen hekimlerin itiraflari arasinda en korkuncu ise bir
kere kullanildiktan sonra kesinlikle çöpe atilmasi gereken tibbi
malzemelerin, tasarruf olsun diye ayni kan grubuna sahip hastalarda
tekrar tekrar kullaniliyor olmasi. Peki, SSK, Emekli Sandigi ya da
bag-Kur hastalari neden en kaliteli yerde bile en kalitesiz saglik
hizmetini aliyorlar?

Cevap çok korkunç .Adinin açiklanmasini istemeyen bir hekim su bilgiyi
veriyor: 15 bin YTLlik bir kalp ameliyatina, hükümet 5-6 bin YTL ödüyor.
Maliyeti yaklasik 15 bin YTL olan bir kalp ameliyatinin 5-6 bin YTLye
mal edebilmesi için 5 milyonluk iplik yerine 1 milyonluk iplik
kullaniliyor.
2.000 dolarlik ilaç kapli stent yerine, damarda saga sola kayarak kisa
sürede kalp krizine yol açabilen 170 dolarlik stentle hasta ameliyat
ediliyor. Ödeme gücü olan ise devletin verdigi paket fiyatin üzerine
5-10 bin YTL eklenip en kaliteli malzemelerle ameliyat ediliyor.

Ama SSK, Emekli Sandigi ya da Bag-Kurdan gelen hastalarin çogu bu
bedeli ödeyemiyor. çok düsük fiyatlara yaptigi paket anlasmalar ise
özellikle tek kullanimlik malzemelerin artik kullanilmaz hale gelene
kadar tekrar tekrar kullanilmasina yol açiyor. Peki, bunu yapan özel
hastanelerin orani ne kadar yüksek? Bunu hepsi yapiyor, ama biz yüzde
90i diyelim bari. diyor yine adinin sakli kalmasini isteyen bir cerrah.

Bazi yetkililerden aldigimiz bilgilere göre, hastanelerimizdeki tek
sorun kullanilan malzemelerin kalitesizligi degil. Ameliyathanelerin
durumu da içler acisi. Bir kalp-damar cerrahinin agzindan çikan su
sözler insani sok
ediyor: Istanbulda kalp-damar cerrahisinin yapildigi yaklasik 26 merkez
var. Ancak bu merkezler ABDde ya da Avrupada olsalardi, en az 20sinin
ruhsati iptal edilirdi. Çünkü hiçbiri ameliyathane sartlarina uygun
çalismiyor.

Paket programdaki bir hastanin kaybedilmesi , hastane açisindan daha
kârli oldugu için, hastanin yasayip yasamamasi da çok önemsenmiyor. Bir
insanin ölmesi eks olmak olarak adlandirilip siradan bir seymis gibi
karsilaniyor . Devlet ve SSK Hastanelerinde çalisan doktorlar, bütün bu
ölümcül gerçekleri bildikleri halde, daha çok kazanmak için, hastalari
kendilerinin de çalistiklari özel hastanelere yönlendiriyorlar. Ölen
her hasta bu doktorlara daha çok kazandirmis oluyor. Çünkü bir hasta
erken ölürse hastane doktorlari; tibbi malzeme, ilaç, yogun bakim gibi
masraflara girmeden ve tedavi süreciyle yorulmadan paket fiyatini cebe
indirmis oluyor.

Not : Bu ileti Türkiyede 2 milyon internet kullanicisina gönderilmistir
ancak yetmez! Saglik sektöründeki bu inanilmaz sömürüye, para hirsiyla
insanlari ölüme götüren doktorlara dur deyin ! Namuslu hekimlerimizin
bu itiraflarini herkese ulastirin !

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ALLAH(CC) BİRŞEY VERMEK İSTEMESEYDİ İSTEMEYİ VERMEZDİ..

DUA EDELİM ARKADAŞLAR...AMA ADABINA UYGUN OLARAK.. Allâh'ım, Sana sonsuz hamd ü senâlar; Habîbin Efendimiz Muhammed Mustafa -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e O'nun âl ve ashâbına gönülden salât ve selâmlar... Allâh'ım, benim Rabbim Sensin, Senden başka ilah yoktur. Beni Sen yarattın, ben Sen'in kulunum. Elimden geldiğince Sana verdiğim kulluk sözü üzerindeyim; işlediğim hata, günah ve kötülüklerden Sana sığınırım. Bana olan nimetlerini ve bu nimetlere karşı benim günah ve kusurlarımı itiraf ediyor, beni bağışlamanı diliyorum. Sen'den başka günahları bağışlayacak yoktur. Allâh'ım, dînim, dünyam, çoluk çocuğum ve malım içinde sağlık ve âfiyetle yaşamamı nasib eyle. Allâh'ım, vücuduma sağlık ver, Sen'in yolunda hizmet edeyim, kulağıma sağlık ver, hakikati işit...

ASLAN İLE TİLKİNİN HİKAYESİ......

TİLKİYİ AKILLI YAPAN, ASLANIN APTALLIĞI OLMASIN.. Ormanlar Kralı Aslan ve Kurnaz Tilkinin ibretli hikayesini tüyleriniz ürpererek okuyacaksınız..Ama ders çıkarırmısınız , orasını bilemem..İşte Hikayemizin başlangıç noktası.... Günlerden birgün, vahşi ormanların birinde, havanın puslu ve bir o kadar da ihtişamlı görüntüsü altında gezintiye çıkan bay TİLKİ, aç mı aç,susuz mu susuz, halsiz mi halsiz, bitkin mi bitkin bir şekilde şöyle düşünmüş.... --- Acaba karnımı doyuracak bir yemek bulabilir miyim? demiş..ve 50 mt.ileride yerde büyük bir et parçası görmüş.. Birden çok sevinmiş ve koşarak etin başına varmış.. Ama TİLKİ bu ya..hemen atlamamış etin üzerine...Ön ce bir kolaçan etmiş etin etrafını...Bakmış ki etin altında bir tuzak kurulu....Eti kaldırdığı an alttaki bomba patlayacak ve TİLKİ hayata gözlerini yumacak..TİLKİ uyanık ve zeki..ama diğer yanda aç ve sersefil vaziyette...Gözü hem gelende gidende hem de ette... Çekilmiş kenara ve beklemeye başlamış... Tam o sırada oradan ASLAN geç...
İDARECİ NASIL OLMALI??? Hz. Peygamber (s.a.v.) iki kişi bile olsak, birimizin yönetme sorumluluğunu üstlenmesini tavsiye etmiştir. Küçük büyük bütün toplumlar, bir yönetilen-yöneten, ast-üst hiyerarşisine dayanmak durumundadır. Toplumsal yapılanmada görev, yetki ve sorumlulukların zorunlu kıldığı farklı mevkiler vardır. Kaçınılmaz olarak birileri bu mevki ve makamlarda görev yapacaktır. "Bu birileri niçin ben olmayayım" diye düşünebilir insan. Kendini bir makama daha layık görebilir, diğer insanlardan daha iyi hizmet vereceğini zannedebilir. Fakat , makam taleplerinin arkasında kendini başkalarından üstün görme, bencillik, takdir edilme duygularının, yahut çıkar sağlama, şöhret ve daha rahat yaşama niyetinin olması da mümkündür. Hatta kişi bu süflî duygu ve hesapların farkında bile değildir çoğu zaman. İşte bu yüzdendir ki, MAKAM SEVGİSİ denilen kalp illeti ince bir meseledir. Fıtrî bir duyguyu, mükemmelleşme arzusunu istismar eder. Masum görünür ama çok t...